55- ARAKIYBI YIKAMAK
Arakıyb:
Urkub'un çoğuludur. Urkub: Topuğun üstündeki kaIın sinirdir. Abdestte ayaklar
yıkanırken, topuğu. veya üstündeki yeri yıkamamanın sakıncalı oluşu bu babtakl hadislerden
anlaşılıyor.
حَدَّثنَا
أَبُو بَكْرِ
بْن أَبِي
شَيْبَةَ،
وعلي بْن
مُحَمَّد.
قَالاَ:
حَدَّثنَا
وَكِيْع،
عَنْ
سُفْيَان،
عَنْ منصور،
عَنْ هلال بْن
يساف، عَنْ
أَبِي
يَحْيَى،
عَنْ عَبْد اللَّه
بْن عمر؛
قَالَ:
-
رأى رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه عَلَيْهِ
وَسَلَمْ
قوما
يتوضؤون،
وأعقابهم
تلوح. فَقَالَ
((ويل للأعقاب
مِنْ النار.
أسبغوا الوضوء)).
Abdullah bin Ömer
(Radiyallahu anh)'den: şöyle söylemiştir:
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem), abdest alıp ökçelerine su değmediği görülen bir
cemaat gördü. Bunun üzerine :
«Ateşten azab
olsun (abdestte yıkanmayan) ökçelere. Abdesti tam alınız.» buyurdu."
Diğer tahric:
Müslim ve Beyhaki, müteaddid yollarla Hadisi bu metinle tahric ettiler. Ayrıca
Buhari ve Nesai de tahric ettiler.
AÇIKLAMA :
A'kaab: Akib'ın
çoğuludur. Akib: Ökçe demektir.
Veyl: Bu kelime
muhtelif şekillerde manalandırılmıştır: Helak, en çetin azab, cehennemde kan ve
irinden meydana gelen dağ, keder, yazık, maşakkat ve cehennemde bir dere olarak
açıklanmıştır. El-Hafız İbn-i Hacer, El- Fetih'te Veyl kelimesinin manasında
değişik sözler söylenmiştir. En kuvvetlisi, İbn-i Hibban'ın kendi sahihinde
'Ebu Said (r.a.)'den rivayet etliği şu mealddeki merfu' hadistir:
»Veyl
Cehennem'de bir deredir." Buna göre Veyl, özel isimdir.
İsbağ: 45,
babta izah edildiği gibi abdesti tam olarak almaktır. Hadis, Ebu Davud'un
süneninde Abdestte İsbağ babında rivayet edilmiştir. Ravisi yine AbduIIah bin
Ömer (r.a.)'dir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e ait olan metin buranın aynısıdır.
Abdullah'a ait metin İse mealen şöyledir:
«Resulullah
(s.a.v.) ökçelerine su değmediği görülen bir cemaat gördü ... »
EI-Menhel
yazarı Hadisin açıklaması ile ilgili olarak şu bilgiyi verir. «ResuI-i Ekrem,
anılan cemaati, abdestlerini bitirdikleri zaman görüyor ve ökçelerine su
değmediği besbelli olduğundan Hadis'teki tehdidi ferman buyuruyor.
Cemaatin
ökçelerini yıkamamalarının sebebi hususunda şöyle denilmiştir: Anılan cemaat
yeni müslüman olmuştu. Dini hükümleri yeni öğreniyorlardı. Ayakların çcğunu
yıkamanın kafi geldiğini sanıyorlardı. Yahut bunlar ikindi namazının vakti
daraldığı için çarçabuk abdest aldıklarında ökçelerine su değmediğinin farkına
varmamışlardı. Nitekim Müslim'in AbduIIah bin Amr bin El-As (r.a.)'dan tahric
ettiği Hadis'in rivayetinae İbn-i Amr (r.a.) şöyle söylemiştir:
«Biz ResululIah
(s.a.v.)'in refakatında Mekke'den Medine'ye döndük. Yolda bir su başına
vardığımız zaman bir cemaat ikindi namazı için acele etti. Çarçabuk abdest
aldı. Biz onların yanına vardığımız zaman ökçeleri, kuru kaldığından bembeyaz
görülüyordu ... "
Hadiste, abdest
alınırken yıkanmayan ökçelere azab olsun buyurulmuştur. Abdestin, diğer
uzuvları da aynı durumdadır. Hangisi yıkanmazsa aynı beddua onun içinde
geçerlidir. Hadisin buyurulmasına neden olan hadisede ökçeler kuru bırakıldığı
ve genellikle ökçelerin yıkanması ihmal edildiği için hadiste ökçeler söz
konusu edilmiştir.
Bazı bid'at
ehli, mezkur cemaatin ökçelerinde necaset bulunduğunu ve bu nedenle Hadiste
tehdit edildiklerini sanmışlar ise de bu zan tamamen yersizdir. Hadiste
buyurulan tehdit cümlesinden sonra abdestin İsbağı (tastamam alınması) na ait
emir, cemaatin abdest uzuvlarını iyice yıkamadıklarının ve kusurlarının bu
yönden olduğuna delalet eder.
Hadis'te
"Ökçelere azab ... " parçasını Sindi şöyle açıklar; Fıkradan maksad,
abdest alırken ökçelerini yıkamayı ihmal eden ökçe sahibIerine azab olsun.
Yahut bu kusuru işleyenlerin ökçelerine azab olsun. Bu takdirde iyi yıkanmayan
ökçelerin ta'zib edileceği bildirilmiş oluyor.
HADİSTEN
ÇIKARILAN HÜKÜMLER :
El-Menhel
yazarı hadisten aşağıdaki hükümlerin çıkarıldığını ifade eder:
1. Yıkanması
farz olan abdest uzuvlarının her tarafının yıkanması farzdır.
2. Yıkanması
farz olan abdest uzuvlarından birisinin ufak bir yeri bile yıkanmamış olursa
alınan abdest sahih değildir.
3. Kişi,
kendisine yüklenen farzlardan bir şey ihmal ederse Cehennem azabına mustahak
olur.
4. Cahil'i
bilgilendirmek ve irşad etmek meşrüdur.
5. Alim'in,
dine aykırı gördüğü şeyleri reddetmesi, hatta ağır söz söylemesi matlubtur.
EI-Menhel'de
bildirilen hükümlerden başka şunlar da çıkarılıyor:
6. Abdest
alırken ayakları yıkamak farzdır. Çünkü eğer meshetmek kafi gelseydi ökçeden
bir yerin yıkanmamasından dolayı tehdit buyurulmazdı.
7. Ruhla
beraber cesed de azab edilir. EhI-i Sünnet'in mezhebi de budur.
Mütercim olarak
bir tereddüdüm
Elimde
müellifin süneninden üç nüsha vardır. Bunlardan Muhammed Fuad Abdulbaki'nin
tahkiki ile basılan nüshada Hadis'in ravisi AbduIIah bin Ömer (r.a.)
gösteriliyor, Sünen-i Ebi Davud'un "İsbağu'I-Vudu" babmdaki ravi yine
İbn-i Ömer'dir. Kenarında Sindi haşiyesi bulunan nüshamızda yine AbduIIah bin
Ömer'den rivayet yapılıyor. Sindi haşiyesinde ise AbduIlah bin Amr geçiyor.
Kenarında Miftahu'l-Hace haşiyesi bulunan nüshada ve kenarındaki haşiyede AbduIIah
bin Amr diye yazılıdır.
«Ökçdere azab
olsun» mealindeki,' Buhari ve 'Müslim'de bulunan rivayetler içinde Abdullah bin
Ömer'e dayanan bir rivayete rastlamadım. Fakat AbduIIah bin Amr'e dayanan
müteaddit rivayetler buldumi!'. Elimdeki Tirmizi nüshası da Buhari ve Müslim
gibidir. Hadis'in Ebu Hureyre, AbduIIah bin Aı r, Aişe, Cabir bin AbdiIlah, Abdullah bin
EI-Haris, Muaykib, Halid bin El-Velid, Amr bin El-'As, Şurahbil bin Hasan ve
Yezid bin Ebi Süfyan (r.a.)'den rivayet edildiğini beyan ederken, AbduIIah bin
Ömer (r.a.)'den bahsetmez. Ancak Tirmizi şerhi Tuhfe yazarı, İbn-i Ebi
Şeybe'nin İbn-i Ömer'den Hadisi tahric ettiğini yazar. Acaba müellifimiz, İbn-i
Amr'dan ve İbn-i Ömer'den de tahric etmiş, yoksa İbn-i Ömer'in yazılışı bir
matbaa hatası mıdır?
HADİSİ RİVAYET
EDENLER
Müslim ve
Beyhaki, müteaddid yollarla Hadisi bu metinle, bir de (454 nolu) metin halinde
tahric etmişlerdir. Buhari, Nesai ve bir rivayetinde Müslim, Yusuf bin Mahik'in
Abdullah bin Amr'dan şu mealdeki metni rivayet etmişlerdir:
«Bir
yolculuğumuzda. Resulullah (s.a.v.) bizden geride kalmıştı. İkindi namazı vakti
girdikten sonra bize yetiştiğinde abdes almakla meşgul idik Çarçabuk
abdestimizi bitirelim diye ayaklarımızı meshetmeye giriştik. Bunun üzerine
ResuluIlah (s.a.v.) ; ,
«Ateşten azab
olsun (abdestte yıkanmayan) ökçelere.» buyurdu.» Tahavi de hadisi Ahmed bin
Dallud EI-Mekki'den rivayet etmiştir.